Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KUKLA OYUNU,ÇOCUĞUMUZA GELİŞİMİNDE ETKİSİ NEDİR?

Resim
Anaokullarında öğretmenler tarafından oynatılan çok güzel bir materyal olan kukla ile ev de yapabileceklerimizin sınırı yok!  Eğer hala almadıysanız, yıllarca oynayabileceğiniz bu tarz kuklaları edinmenizi tavsiye ederim. Kardeşlerin de birlikte zaman geçirebilecekleri harika bir aktivite oluyor, benden söylemesi.  Kuklalar dünyanın birçok yerinde çocuk gelişimini destekleyici unsur olarak kullanılmaktadır. Tahtadan, kağıttan, bezden, kumaştan olmak üzere birçok çeşidi var. Ben ev de oynamaya daha elverişli olduğu için yumuşak , el ve parmak kuklası almıştım.  Orkun ile baya eğlenmiştik zamanında, şimdi sıra Batur’da. Kuklalar, çocukların hayal gücünü, düşünme kapasitelerini, dil gelişimini ve yeteneklerini geliştirir. Özellikle dil gelişimin de çok etkilidir.  Batur şu an 15 aylık olduğu için dili etkin olarak kullanamıyor ama kuklaları ben konuşturuyorum. Hem eğleniyoruz hem bir hikaye anlatıyorum hem de interaktif bir oyun olduğu için her söylediği

DUYUSAL OYUN NEDİR? EV DE NELER YAPABİLİRİZ?

Resim
Tüm duyulara hitap ederek çocuğumuz ile oyun oynamak ve bir şeyler öğretmek yapılan araştırmalara göre daha kalıcı sonuçlar vermektedir.  Duyusal oyunlar çocuğumuzun işitme, koklama, tatma, dokunma ve görme gibi tüm duyularını harekete geçirir ve öğrenmeyi kolaylaştırır. Çocuğunuz henüz küçükken bütün duyu sistemlerini çalıştırmanız tüm duyuların  ve duyusal sisteminin oluşmasını sağlar. Özellikle yurtdışında eğitimde aktif olarak kullanılan ve son dönemlerde ülkemizde de yaygınlaşmaya başlayan bir öğretidir. Biz yetişkinler için basit olan birçok durum bebek ve çocuklar için alışması zor bir duruma döneşebilmektedir. Bazı çocuklar kuma ya da çime basmak istemezler, bazılarının her kokudan çok çabuk midesi bulanır, farklı kumaş tiplerini giymek ya da dokunmak istemeyen çocuklar, sudan korkan çocuklar vardır. Örnekler çoğaltılabilir.  İşte bunların önüne geçebilmek ve gündelik yaşama daha çabuk adapte olabilmelerini sağlamak için duyusal oyunlar

YENİ DOĞAN SÜNNETİ TECRÜBEMİZ VE FAYDALARI

Resim
Yeni doğan sünneti yaptırmalı mıyız? sorusu her erkek çocuğu sahibi olacak ve olan annelerin araştırdığı, merak ettiği ve kararsız kaldığı bir konudur. Biz yeni doğan sünnetini iki oğluma da yaptırdık. İlk oğlum Orkun'u 26 günlükken, 2. Oğlum Batur'u 18 günlükken sünnet ettirdik. Buna karar vermemizdeki en büyük etken ilerde olası bir sünnet travmasını yaşamalarını istemememiz oldu. Tabi bunun yanı sıra özellikle erkek çocuklarda sıklıkla rastlanılan üriner sistem rahatsızlıklarına karşı önlem almak istedik. Ve yeni doğan sünnetin de iyileşme süresi çok hızlı olduğu için tercih ettik. Doğar doğmaz yaptırmadık, bu tamamen kişisel tercihimizdir. Yalnız ilk 1 ay içerisinde yaptırmak gerekiyor çünkü o zaman genel anestezi kullanılmadan sünnet edilebiliyor bebekler. Doktorumuz bize bu şekilde bilgi vermişti. Siz her zaman her konuda mutlaka kendi doktorunuza danışın! 2 oğlumu da aynı hastanede farkı doktorlar sünnet etti. Farklı doktor olunca İki sünnetimizin de tec

MONTESSORİ EĞİTİMİ NEDİR? BİZ EVDE NELER YAPIYORUZ?

Resim
2011 yılında Orkun’a hamile kaldığımda tanıştığım ve Orkun ile yıllarca evde uyguladığım montessori sisteminde öğrenmeyi şimdi 2. Oğlum Batur ile uyguluyorum. İtalya'nın ilk kadın doktoru ünvanına sahip Maria Montessori'nin (1896) çocukları gözlemleyerek geliştirdiği bir sistemdir. Çocuk özgürdür! Her çocuk özeldir ve bireysel öğrenme hızı dikkate alınır. Özünde; çocuğun nesneler ve çevre ile ilişkisi vardır. Özetle bu şekilde tanımlayabileceğimiz montessori sisteminde öğrenmeyi evde kolaylıkla çocuklarımız ile oyun oynayarak uygulayabiliriz. Montessori eğitiminin doğasında, çocuğun kendi kendine öğrenmesi temel alındığı için hayatın akışına daha çabuk uyum sağlayan bireyler yetiştirebiliriz. Kendi kendine öğrenen ve başaran çocuğumuzun özgüveninin de çok yüksek olacağını söylemek hiç de yanlış olmaz. Dünyaca ünlü ve başarılı birçok kişi bu sistemin geçerli olduğu okullarda eğitim almıştır. Bunlardan bazıları; Jimmy Wales, Wikipedianın kurucusu Sergey Brin

1.SINIF EBEVEYNİ OLARAK SORUMLULUKLARIMIZ NELERDİR?

Dün okulumuzda 1. Sınıf ebeveyni olmak konulu bir seminere katıldık. Bizi nelerin beklediği, çocuklarımızın bizden beklentileri, kaygılar, alışma süreci gibi konulara değindiler. Ben de sıcağı sıcağına yazmak ve sizlerle paylaşmak istedim. 3 çeşit ebeveynden bahsedildi seminerde. İlki anne ve babasından gördüğü, kendisinin yetiştiği tarzı devam ettirip üzerine herhangi bir katkıda bulunmayanlar.  İkincisi ben yapamadım evladım yapsın, ben yiyemedim evladım yesin, ben giyemedim evladım giysin şeklinde kendi hayatında ve çocukluğunda yapamadıkları ve yaşayamadıklarını çocuğunda görmek isteyenler.  Üçüncüsü ise araştıran, geliştiren, katkıda bulunan, daha farklı ve iyisi nasıl olabilir çerçevesinde çocuğunu yetiştiren ebeveynler. Siz hangisi olduğunuzu düşünüyorsunuz? İşte bu çeşitli ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklar ortak bir paydada buluşup eğitim ve öğretim için bir sınıf oluşturuyoruz. Bizim ve çocuğumuzun endişe ve kaygıları bu noktada başlıyor. Ebeveyn

ORKUN'U İLKOKULA NASIL HAZIRLADIK?

Eğitim ve öğretim yılı çocuklarımız ve bizim için resmi olarak başladı. En çok heyecanı da biz mini mini bir olan öğrencilerin anneleri yaşıyor. İlkokula başlama sürecinde çocuklarımız kadar bizim de kendimizi hazırlamamız şart. Birçoğumuz evlatlarımızdan daha heyecanlıyız ve bu durumu onlara belli etmememiz gerekiyor. Ben bu konuyu ailemden destek alarak çözmeye çalışıyorum. Konuşmak ve hissettiklerimizi en yakınlarımız ile paylaşmak en iyi terapidir. İlkokula hazırlık, çocuğumuza doğduğu andan itibaren kazandırdığımız öz bakım becerileri, özgüven, sorumluluk duygusu, kısacası hayatının ilk 6 yılını nasıl geçirdiği ile doğrudan bağlantılıdır. Orkun’a ev içerisinde verdiğimiz sorumluluklardan bazıları, kendi odasını toplaması, oyuncaklarını toplaması, sofradan tabağını kaldırması, hafta sonları sabah kahvaltısı hazırlarken bize yardım etmesi(bir peynir tabağı koysa bile yeterli)yatmadan önce dişlerini fırçalayıp pijamalarını giymesi, sabah kalkınca yine üstünü değiştirmesi

YENİ NESİL ANNE OLMAK

Her nesil bir öncekinin yeni versiyonu değil mi? Peki son dönem herkesin diline pelesenk ettiği ''yeni nesil annelik'' de neyin nesi? Annelik her dönemde zordu. Geçmişte de şimdi de gelecekte de bu değişmeyecek. Çünkü şartlar ne olursa olsun her kadın doğurur, lohusa olur ve bir emzirme dönemi yaşar. Evet annelerimizin zamanında olanaklar çok kısıtlıydı. Şuan bizim sahip olduğumuz birçok pratik üründen mahrum büyüttüler bizleri. Ama hayat daha basitti. Düşünün ki bizim kılı kırk yararak soframıza koyduğumuz temiz gıda onların hiç derdi olmadı. Organik ürünler peşinde koşmadılar. Hoş şuan kaç aile organik gıda tüketebiliyor. Fiyatlar ve hayat şartları ortada. Oysa o zamanlar da herkes kendi bütçesine göre iyi tarım ile üretilmiş meyve ve sebze alma şansına sahipti. Kimsenin o zamanlar bebeğini kaç ay emzirdiği, hamilelik kilolarını ne zaman vereceği, çocuğunu nasıl büyüttüğü ile ilgilide bir derdi yoktu.Çünkü insanlar henüz başkalarının işi ile değil